Türkiye, dün Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla İpsala'da gerçekleşecek törenle enerji güzergahı olma noktasında önemli bir aşamaya geçerken, son dönemde Doğu Akdeniz, Türk Akımı ve Akkuyu NGS çalışmaları ile de dünya çapında enerji projelerinin merkezi oldu. Türkiye şimdi de Çin Halk Cumhuriyeti ile ikinci NGS için atacağı imzayla da enerji çeşitliliği konusunda önemli bir işbirliğine gidecek.
İMZA AŞAMASINA GELİNDİ
Nihai metin için görüşmelerin devam ettiğini söyleyen SPIC Nükleer Güvenlik ve Kalkınma Bölüm Başkanı Hao Hongsheng, "Yılın sonuna kadar anlaşmanın imzalanmasını bekliyoruz." dedi. Nükleer santrallerin inşa sürecinde, yasaların ve kuralların titizlikle uygulandığının altını çizen Hao, "Hükümetler tarafından santralin inşa edileceği yerin açıklanması ve imzaların atılmasının ardından bölge sakinleri ile görüşülerek bilgilendirme yapılacak" ifadesini kullandı. Hao, inşası devam eden Akkuyu Nükleer Güç Santrali için Rusya'nın 20 milyar dolarlık bütçe ayırdığının, Çin Halk Cumhuriyeti ile yapımı planlanan nükleer santral için nasıl bir finans modelinin geliştirildiğinin sorulması üzerine ise, "Halen görüşmeler devam ediyor. Finansın bir kısmını Çin, bir kısmını Türkiye karşılayacak. Bu oran görüşülüyor" cevabını verdi.
4 REAKTÖR İNŞA EDİLECEK
SPIC Nükleer Güvenlik ve Kalkınma Bölüm Başkanı Hao Hongsheng, anlaşmanın imzalanması ve hazırlık sürecinin ardından nükleer güç santralinin inşa sürecinin başlayacağını söyledi. Hao, toplam 4 reaktörden oluşacak nükleer güç santralinde CAP 1400 modelinin kullanılacağını, Çin'de her bir reaktörün inşasının en az 56 ay sürdüğünü, ancak Türkiye'de bu sürenin değişebileceği bilgisini verdi. Hao, reaktörler arasında bir yıllık bir hazırlık süreci olduğunu da sözlerine ekledi. Hao, teknoloji transferi ile ilgili soruyu cevaplandırırken de, "Şu an henüz teknoloji transferini konuşmadık. Türkiye'deki şirketler ile teknoloji ve yönetim konusunda iş birliği güçlendirmeyi bekliyoruz" değerlendirmesini yaptı.
"TECRÜBELERİMİZİ PAYLAŞMAK İSTİYORUZ"
2010'da Türkiye ile Çin arasında stratejik ortaklık kurulduğunu hatırlatan Hao Hongsheng, yoğunlaşan dostça temaslarla birlikte iki ülke arasında 2016'da nükleer enerjinin barış için kullanılması için anlaşma imzalandığının altını çizdi. "Tecrübelerimizi Türkiye ile paylaşmak istiyoruz" diyen Hao, nükleer güç santralinin devreye alınması ile birlikte Türkiye'nin temiz enerji ihtiyacının karşılanmasına katkı verilmesinin yanı sıra iki ülkenin enerji şirketleri arasında işbirliğinin artacağını, istihdam ve vergi başlıkları altında olmak üzere işbirliğinin halklara da yarar sağlayacağını ifade etti. Hao Hongsheng, nükleer güç santralinin inşasında 10 bin, devreye girdiğinde de 2 bin kişinin çalışacağını söyledi.
BATI AVRUPA'YA GÖRE AVANTAJLI
SCIP Başkan vekili Yan Jinquan, nükleer güç santralleri konusunda Çin'de çok sağlam bir sistem oturtulduğunu söyledi. Yan, "Ciddi bir denetim ve denetleme sistemi uyguluyoruz. Batı Avrupa'ya göre denetim, güvenlik, teknoloji ve ekipman açısından avantajlara sahibiz. 3. Nesil nükleer teknoloji daha ciddi güvenlik sistemleri kullanıyor. Fukuşima'dan sonra Avrupa'dan ve ABD'den uluslararası denetim kuruluşları ile birlikte güvenlik sistemleri yeniden test edildi. Öneriler sunuldu, sel ve depreme karşı güçlendirmeler yapıldı." dedi.
GÜVENLİK ÖNLEMLERİ DAHA DA GELİŞTİRİLDİ
AP1000'in geliştirilmiş modeli olan CAP1400, Fukuşima Nükleer Santrali kazasından alınan derslere dayanan güvenlik artırma önlemleri ile desteklenmiş. En ileri 3'ncü nesil teknoloji kullanılıyor. 2'nci nesil nükleer güç santrallerine göre 100 kat daha güvenli olduğu değerlendiriliyor. Maliyet ise yüzde 40 civarında azaltılmış. 1400 MW kapasiteli 4 reaktörden oluşması planlanan santralin ömrü ise 60 yıl olacak.
ONLAR TÜRKİYE'NİN GURURU
Çin Devlet Enerji Yatırım Şirketi stajyerleri arasında Türkiye'den gençler de var. (Soldan sağa) Barış Üçkayabaşı (Hacettepe Üniversitesi), Zeynep Tanrıseven (Hacettepe Üniversitesi), Selin Yüksel Üçkayabaşı (Hacettepe Üniversitesi), Serhat Uçak (Bahçeşehir Üniversitesi), Ahmed Hüseyin Gürdal (Marmara Üniversitesi) ve Mustafa Mücahit Akkuş (Yıldız Üniversitesi) Türkiye'de aldıkları eğitimi Çin'de pekiştirerek Türkiye'nin nükleer gücüne katkıda bulunmak için gecelerini gündüzlerine katıyor.